- salmak
- -ar (-i, -e)1. 释放, 放开, 放走; 放牲口: gemileri engine \salmak 把船驶入公海 hayvanları çayıra \salmak 放牲口吃草 hazneye su \salmak 往水库里放水 tazıyı tavşana \salmak 放出猎狗去追兔子 Çocukları sokağa salmışsın. 你把孩子们都放到外面去了。2. 紧急派遣; 急送; 火速呈报, 紧急通知: adam \salmak 火速派人 haber \salmak 通知, 通报, 发消息, 捎口信 Önce bakanlığa gizliden dilekçe saldık. 首先我们悄悄地往部里递了申请。3. 撒, 放, 加入: ekmeği fırına \salmak 把面包放进炉里烤 pilavın pirincini \salmak 下米做饭 soğutmak için kuyuya su kabı \salmak 为了使水冷却而把水罐放入井里 Kaynayan suya evde kesilmiş makarna saldı. 他往烧开的锅里下擀好的面条。4. 铺: yatak \salmak 铺床5. 长出6. 使遭受, 给带来, 使陷入: başını derde \salmak 惹麻烦; 自生烦恼7. 征(税); 课(税): Ona elli bin lira salmışlar. 他们向他征了5万里拉的税。8. 传播, 散布: korku \salmak 散布恐惧9. -e 扑向, 袭击: Ayı adama salar. 熊会扑向人。Köpek ev sahibine salmaz. 狗不会咬主人。10. 旧́ 留(蓄)(发须等): saçlarını \salmak 留长发11. -i 不关心, 不重视, 不感兴趣
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.